Giriş: Hakimin Tarafsızlığının Hukuk Devletindeki Önemi
Hukuk devleti ilkesinin ve adil yargılanma hakkının vazgeçilmez bir unsuru olan hakimin tarafsızlığı, adaletin tecellisi ve yargı sistemine duyulan kamu güveninin korunması için hayati bir öneme sahiptir. Yargılamayı yürüten hakimin, davanın taraflarına karşı herhangi bir önyargı, kişisel çıkar, yakınlık veya düşmanlık beslemeden, yalnızca hukuk kuralları ve vicdani kanaatiyle karar vermesi zorunluluğu, modern hukuk sistemlerinin temel direğidir. Bu tarafsızlığı güvence altına alan en önemli mekanizmalardan biri ise “hakimin reddi” kurumudur. Bu kurum, tarafsızlığından şüphe duyulan hakimin davadan çekilmesini talep etme hakkını taraflara tanıyarak, yargılamanın objektifliğini temin eder.
Bu makalede, hakimin tarafsızlığı ilkesinin hukuki temelleri, adil yargılanma hakkı içerisindeki yeri ve bu ilkenin somut bir güvencesi olan hakimin reddi kurumunun teorik çerçevesi, ilgili mevzuat ve yüksek mahkeme kararları ışığında detaylı olarak incelenecektir.
Hakimin Tarafsızlığı İlkesinin Yasal Temelleri
Hakimin tarafsızlığı ve reddi kurumu, en başta Türkiye Cumhuriyeti Anayasası olmak üzere, medeni ve cezai usul kanunlarında açıkça düzenlenmiştir. Bu düzenlemeler, adil yargılanma hakkının temel bir gereği olarak görülmektedir.
TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASI
Hak arama hürriyeti Madde 36 – Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir. Hiçbir mahkeme, görev ve yetkisi içindeki davaya bakmaktan kaçınamaz.
TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASI
Mahkemelerin bağımsızlığı Madde 138 – Hakimler, görevlerinde bağımsızdırlar; Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanı kanaatlerine göre hüküm verirler. Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hakimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunamaz.
HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU
Ret sebepleri MADDE 36- (1) Hâkimin tarafsızlığından şüpheyi gerektiren önemli bir sebebin bulunması hâlinde, taraflardan biri hâkimi reddedebileceği gibi hâkim de bizzat çekilebilir.
CEZA MUHAKEMESİ KANUNU
Hâkimin reddi sebepleri ve ret isteminde bulunabilecekler Madde 24 – (1) Hâkimin davaya bakamayacağı hâllerde reddi istenebileceği gibi, tarafsızlığını şüpheye düşürecek diğer sebeplerden dolayı da reddi istenebilir.
Bu temel düzenlemeler, hakimin hem bağımsızlığının hem de tarafsızlığının anayasal ve yasal bir zorunluluk olduğunu ortaya koymaktadır.
Hakimin Tarafsızlığı Nedir? Subjektif ve Objektif Boyutları
Hakimin tarafsızlığı, en genel tanımıyla, bir uyuşmazlığı karara bağlarken taraflardan birinin lehine veya aleyhine bir tutum sergilememesidir. Bu ilke, iki farklı boyutta ele alınır:
- Subjektif Tarafsızlık
Bu boyut, hakimin kişisel inançları, önyargıları ve iç dünyası ile ilgilidir. Hakimin, davaya konu olan olay veya taraflarla ilgili kişisel bir kanaate sahip olmamasını ifade eder. Hukuk sistemleri, hakimin subjektif olarak tarafsız olduğu karinesini kabul eder; aksinin somut delillerle ispatlanması gerekir.
- Objektif Tarafsızlık
Bu boyut, daha çok “görünüşte tarafsızlık” olarak bilinir ve hakimin kişisel tutumundan ziyade, dışarıdan makul bir gözlemcinin bakış açısıyla tarafsızlık konusunda meşru bir şüpheye yol açacak herhangi bir durumun olup olmadığına odaklanır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) de sıklıkla vurguladığı gibi,
“Adalet sadece sağlanmakla kalmamalı, aynı zamanda sağlandığı da görünmelidir.”
Danıştay’ın bir kararında belirttiği üzere, yargı mensuplarının taraflılık şüphesine yol açabilecek durumlardan kaçınması, toplumun yargıya olan güveninin sağlanması için bir zarurettir.
Danıştay 5. Daire Başkanlığı 2016/57214 E. , 2020/5215 K.
Dolayısıyla, adaletin icrasında görev yapan yargı mensuplarının taraflılık veya iltimas görüntüsü veya şüpheye yol açabilecek durumlardan kaçınması mesleki bir zaruret olup toplum nazarında da yargıya güvenin sağlanmasının bir gereğidir.

Hakimin Tarafsızlığı İlkesi Neden Esastır?
Hakimin tarafsızlığı, modern bir hukuk devletinin işleyişi için birçok temel nedenden ötürü vazgeçilmezdir.
1. Adil Yargılanma Hakkının Temel Unsuru Olduğu İçin
Anayasa’nın 36. maddesi ile güvence altına alınan adil yargılanma hakkı, tarafsız ve bağımsız bir mahkeme önünde yargılanmayı zorunlu kılar. Tarafsız olmayan bir hakim tarafından yürütülen bir yargılama, adil yargılanma hakkının özünü zedeler. Anayasa Mahkemesi’nin de belirttiği gibi, hakimin reddi kurumu doğrudan bu temel hakla ilişkilidir.
2. Kamu Güveninin Sağlanması İçin
Yargı sisteminin meşruiyeti, toplumun ona duyduğu güvene bağlıdır. Hakimlerin taraflı davrandığına dair bir algı, vatandaşların adalete olan inancını sarsar ve bu durum toplumsal düzen için ciddi bir tehdit oluşturur.
3. Hukukun Üstünlüğünün Bir Gereği Olduğu İçin
Hukuk devletinde, kararlar kişisel ilişkilere veya keyfiyete göre değil, evrensel hukuk kurallarına göre verilir. Anayasa’nın 138. maddesi, hakimin “Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanı kanaatlerine göre” hüküm vereceğini emreder. Taraflı bir hakim, hukukun değil, kişisel eğilimlerin üstünlüğünü temsil eder ki bu, hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmaz.
4. Yargılamada Dengeyi (Silahların Eşitliği) Sağladığı İçin
Yargılamada taraflar arasında bir denge olması esastır. Hakim, bu dengeyi sağlayan ve sürecin adil işlemesini temin eden bir hakem konumundadır. Hakimin taraflardan birine meyletmesi, bu dengeyi bozar ve “silahların eşitliği” ilkesini ihlal eder.
Hakimin Reddi Kurumu: Tarafsızlığın Pratik Güvencesi
Hakimin reddi, tarafsızlık ilkesinin ihlal edildiği veya ihlal edileceğine dair meşru şüphelerin bulunduğu durumlarda, taraflara o hakimin davadan el çektirilmesini talep etme imkanı sunan hukuki bir yoldur. Bu kurum, hem hakimin davaya bakmasının kanunen yasak olduğu “mutlak red” sebeplerini hem de tarafsızlığından şüpheyi gerektiren “nispi red” sebeplerini kapsar.
1. Mutlak Red (Yasaklılık) Sebepleri
Kanun koyucu, bazı durumlarda hakimin tarafsız olamayacağını kesin olarak varsaymış ve bu hallerde talep olmasa bile hakimin davadan çekilmesini zorunlu kılmıştır. Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) Madde 34 ve Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) Madde 22’de sayılan bu hallerden bazıları şunlardır:
- Hakimin kendisine ait veya doğrudan ilgili olduğu bir davaya bakması.
- Davanın taraflarından biriyle arasında evlilik, altsoy-üstsoy veya belirli derecelerde kan/kayın hısımlığı bulunması.
- Aynı davada daha önce savcı, avukat, tanık veya bilirkişi olarak görev yapmış olması.
2. Nispi Red Sebepleri
Bu kategori, hakimin tarafsızlığından şüphe duyulmasını haklı kılacak her türlü “önemli sebebi” kapsar. HMK Madde 36 ve CMK Madde 24’te düzenlenen bu haller, mutlak red sebepleri gibi sınırlı sayıda değildir. Örnek olarak şunlar sayılabilir:
- Hakimin taraflardan birine akıl hocalığı yapması, öğüt vermesi.
- Dava hakkında hukuki bir zorunluluk olmaksızın görüşünü açıklamış olması.
- Taraflardan biriyle arasında husumet veya dava bulunması.
ANAYASA MAHKEMESİ KARARI E. 2011/123, K. 2013/26
Hâkimin reddi kurumu, hâkimin bakacağı davada tarafsızlığını sağlamaya yönelik olup temel bir hak olan adil yargılanma hakkıyla ilişkilidir Nitekim herkesin, kanuni ve tarafsız bir mahkeme önünde yargılanma hakkı bulunmaktadır. Bu nedenle hukukumuzda, hâkimin tarafsız kalamayacağı varsayılan veya tarafsızlığından kuşku duyulabilecek durumlarda, hâkimin kendi mahkemesinin yetki ve görevine giren belli bir davaya bakamayacağı veya reddedilebileceği kabul edilmiştir. Red talebi, belirli usuli kurallara tabidir. Talep, gerekçeleri ve delilleriyle birlikte bir dilekçe ile hakimin mensup olduğu mahkemeye sunulur. Reddi istenen hakim katılmaksızın, talebi bir başka mahkeme veya merci karara bağlar.
Sonuç
Hakimin tarafsızlığı, sadece bir yargılama ilkesi değil, aynı zamanda hukuk devletinin varlık koşulu ve toplumun adalet sistemine olan güveninin temelidir. Subjektif ve objektif boyutlarıyla bu ilke, Anayasa ve yasalarla güvence altına alınmıştır. Hakimin reddi kurumu ise bu anayasal ve yasal güvencenin en somut ve etkili aracıdır. Taraflara, hakimin tarafsızlığına gölge düşürebilecek her türlü duruma karşı itiraz etme hakkı tanıyarak, yargılamanın adil, şeffaf ve güvenilir bir zeminde yürütülmesini sağlar. Bu nedenle red kurumu, hem bireylerin haklarını koruyan bir kalkan hem de yargının kendi meşruiyetini ve saygınlığını koruyan bir denetim mekanizması işlevi görür.
Apilex ve Hakimin Tarafsızlığı İlkesinin Uygulamadaki Yeri
Modern yargı süreçlerinde tarafsızlık ilkesinin korunması yalnızca hukuk düzeninin içsel mekanizmalarıyla değil, aynı zamanda bu mekanizmaları destekleyen teknolojik araçlarla da güçlenmektedir. Apilex, yargı mensupları, avukatlar ve hukuk profesyonelleri için geliştirilen yapay zekâ destekli analiz çözümleriyle, davalara ilişkin içtihat araştırmalarını hızlandırmakta ve riskli sözleşme hükümlerini tespit etmektedir. Bu teknolojik kolaylık, yargısal süreçlerin daha şeffaf, tutarlı ve öngörülebilir şekilde ilerlemesine katkı sağlayarak tarafsızlık ilkesinin pratik yansımasını güçlendirmektedir.
Özellikle içtihat taraması, benzer uyuşmazlıkların karşılaştırılması ve hukuki öngörülebilirlik gibi adil yargılanma hakkıyla yakından ilişkili unsurlar, Apilex’in sunduğu otomasyon kabiliyetleri sayesinde daha etkin şekilde sağlanabilmektedir. Böylece, hakimin maddi gerçeğe ulaşma çabasında nesnel bilgiye erişim hızlanmakta; karar verme sürecinde kişisel değerlendirmelerin etkisini azaltan daha objektif bir zemin oluşturulmaktadır.
Bu yönüyle Apilex, yalnızca bir teknoloji aracı değil; yargı etiği, tarafsızlık ve adil yargılanma ilkelerinin pratik hayatta güçlendirilmesine katkı sunan tamamlayıcı bir mekanizma niteliği taşımaktadır.
